Prof. Dr. Muharrem Tosun
- Çeviri alanında verilen akademik eğitimi kısaca anlatmanız, artı ve eksileriyle değerlendirmeniz mümkün mü?
Çeviri alanında verilen akademik eğitim, Türkiye için homojen değildir. Öncelikle çeviribilime ait derslerle, uzmanlık alanları ve kültürel dersler, mevcut öğretim elemanlarının alanlarına göre şekillenmektedirler. Öncelikli eksik; yetişmiş öğretim üyesi eksikliğidir. Çeviri bölümü öğretim üyelerinin tamamına yakını çeviribilim kökenli olmayıp, kuramsal ve yöntemsel bilgileri oldukça eksiktir. Hâlâ eski bir dilsel çeviri bakış açısına sahiptirler. Onların bakış açıları, çeviri öğrencilerinin çeviri kuram ve yöntemini, çeviri sürecini uzmanlık boyutunda anlamalarını engellemektedir.
Derslerin içeriklerini dolduracak çeviri birikimi olan öğretim üyeleri, Türkiye’nin en büyük eksikliğidir. Sözünü ettiğimiz öğretim üyeleri, kendi eksikliklerini değil de, öğrencilerin dilsel eksikliklerini çeviri eğitiminin başarısızlığı olarak ön plana çıkarmakta ve kendilerini aklamaktadırlar. Oysa sorunun temelinde öğrencinin dilsel eksikliğinden çok, çeviri yetisi eksikliği yatmaktadır. Derslerin isimlerinin yeterli olması derslerin, yeterli derinlikte verildiği anlamına gelmez. Çeviriye giriş ve çeviri kuramları gibi öğrenciyi kuramsal olarak yetiştiren derslerin yanında, öğrencinin çeviri yetisini, çeviri yöntem ve tekniklerini geliştirici derslerin verilmesi önemli artılardır. Üçüncü sınıftan itibaren uzmanlaşmaya başlanması da olumlu bir durumdur. Ancak uzmanlık alanlarında yeterli derslerin verilerek, çevirmenlerin daha okul yıllarında farklı alanlarda uzmanlaşması yeterince sağlanamamaktadır. Bu konu üniversitelere göre değişen, fakat henüz halledilmemiş bir konudur. Ancak çeviri bölümü öğrencilerinin diğer fakülte ve bölümlerden dersler alarak uzmanlık alanlarındaki temel bilgilere sahip olmasıyla gerçekleşebilir.
Çevirmenin bilgi dağarcığını ve kültürünü artırıcı derslere önem verilmesi gerekir. Sözlü çeviriyle ilgili epey yol alınmış olmakla birlikte, sözlü çeviri konusu hâlâ eksik bir alan olarak durmaktadır. Öğrencilerin çok yönlü ve çok kültürlü yetişmeleri için gereken ders ve ders dışı aktiviteler ve yönlendirmeler yapılmalıdır. Öğrencilerin dil yetilerini geliştirme konusunda daha yoğun çalışmaları gerekmektedir. Dil yetisi, derslerde halledilebilecek bir yeti olmayıp, öğrencilerin bireysel gayretlerine gereksinim duyulmaktadır.
- Çeviribilim/Mütercim Tercümanlık Bölümleri kuruluş yılı açısından henüz çok genç olmasına rağmen başarılı öğrenciler yetişiyor. Daha da ileriye götürmek için ders olarak ele alınmasını tavsiye ettiğiniz konular var mı?
Uzmanlık alan dersleri çoğaltılmalı. Kuram-pratik ilişkisini oluşturacak dersler özenle seçilerek, öğrencinin kuramsal olarak sağlam olmaları, uygulamalı dersler için önemli olacaktır. Kuram ve uygulama dersleri birbirine paralel yürümelidir. Bunun için paralel dersler olmalıdır.
- Öğrencilik hayatlarını daha etkin hale getirmek ve kendilerini mesleğe hazırlamak için öğrencilere neler tavsiye edersiniz?
Öğrenciler bireysel olarak, bolca çeviri yaparak, ellerinden geldiğince farklı alanlarda çeviri yapmaya çalışarak mesleğe hazırlanmalıdırlar. Kendilerini geliştirmek için zor metinleri seçmelidirler. Bu metinler başlangıçta kendilerine belki zor gelebilir, fakat zamanla çeviri hızını ve çeviri yetisini geliştirmeye çok fazla katkısı olacaktır.
Öğrencilere her alanda bolca okumalarını ve kendilerini geliştirmelerini tavsiye ederim. Bir çevirmen dünyayla ilgili bilgisini ne derece artırırsa, çeviri yetisi de o derece gelişecektir.
- Bir akademisyen gözüyle çeviri öğrencilerinin hangi konuda eksiklikleri var? Bu eksiklikleri nasıl giderebilirler?
Çeviri öğrencileri en çok kendi dilleri ve kültürleri konusunda eksikler. Tabii çeviri yetisi konusunda da. Özellikle ülke gerçekleri, ekonomi, siyaset, ticaret gibi alanlarda kendini geliştirmemiş olduklarından, daha sonra çok büyük gayret olmadığı sürece iyi bir çevirmen olması oldukça güçtür. Daha ilköğretim dönemlerinde başlaması gereken sosyal bilimci mantığı ve derinliği, ülkemizde pek de yaygın olmadığı için; öğrenciler gereksiz bilgilerle zaman geçirmekte, üniversiteye geldiklerinde eğitime yeterince hazır olamamaktalar. Alt yapı eksikliğinin giderilebilmesi için yine öğrencilerin bireysel çabalarını çok önemli görüyorum.
- “Çevirmen” olmayı hedefleyen bir öğrencinin dil yeteneğinin yanında sizce hangi özelliklere sahip olması gerekmektedir?
Dil yeteneği değil yetisi tabii. Dil yetisi çeviri öğrencisinin birinci önceliği değildir. Dünya bilgisi, kültürü, uzmanlık alanlarındaki bilgi birikimi yeterli olmayan öğrencilerin dil yetisi, onları iyi çevirmen yapmaya asla yetmeyecektir. Bunun dışında yabancı dil yetisi ne kadar iyi olursa olsun, ana dilini çok iyi bilmeyen, kelime köklerine ve dil edincine sağlam bir şekilde sahip olmayan bir çevirmenin kaliteli bir çevirmen olması neredeyse imkânsızdır. Yazılı çevirmenlik ana diline yönelik olduğunu göre, çevirmenin seçimi, stratejisi ve kararları ana dilde oluşturacağı metni kurmayla ilgilidir. Erek metnin başarısı, çevirmenin ana dil başarısıdır. Ayrıca sağlam çeviri kuram ve yöntem bilgisine sahip olmayan çevirmen adaylarının, pratikte başarılı olacağını sanmak büyük bir hatadır.
- Ülkemizde çevirmenin yerini nerede görüyorsunuz? Sizce hak ettiği yerde mi veya bunun için neler yapılabilir?
Ülkemizde çevirmenler layık oldukları yerde değiller elbet. Fakat bu durum tamamen kaliteyle ilgilidir. Eğer bir iş alanında kaliteli ürünler verilmez ve kaliteli uzmanlar istihdam edilmezse, ortaya çıkan ürün de kalitesiz olur ve kalitesiz ürüne kimse büyük para da vermez, üretene değer de vermez. Bu durum, çeviri bölümlerinin kaliteli öğrenci yetiştirme mecburiyetini beraberinde getirdiği gibi; çeviri bölümü mezunu olmayan, çeviri alanında diplomalı uzman olmayan kişilerin çeviri alanında yapacakları kalitesiz çalışmalarıyla, çevirinin prestijini düşürmektedir. Ucuz iş gücü arayan firmalar, uzman olmayanları çalıştırmakta, bu uzman olmayanların ürettikleri yüzünden ise tüm çevirmenler ve çeviri alanı töhmet altında bırakılmaktadır. Biz ne kadar kaliteli iş üretirsek, çevirmenin piyasadaki itibarı o derece artacaktır.
Prof. Dr. Muharrem Tosun
Yazar
Johann Wolfgang von Goethe Üniversitesi’nde Germanistik Anadalının yanında, Psikoloji ve Çocuk Edebiyatı alanlarında yüksek lisans eğitimi görmüştür. Sakarya Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı bölümünde çalışmaktadır. Dört yıldır Marmara Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Bölümünde görevli öğretim üyesidir. “Çeviri Eleştirisi Kuramının Temelleri” ve “Çeviri Eleştirisi Kuramı” adını taşıyan iki eseri bulunmaktadır.
© ÇeviriBlog adına Senem Kobya. Telif hakkı sahibinin izini olmadan yayınlanamaz, çoğaltılamaz ve basılamaz.