Fikri Hukuk Bağlamında Çevirmen Hakları

Fikri haklar ulusal düzeyde Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) ile korunmuştur. Uluslararası düzeyde ise bu anlamda en önemli düzenleme Bern Birliği Sözleşmesidir.

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, yasa çevirinin bir tanımını yapmadığı gibi çeviri eseri de ayrı bir kategori olarak düzenlememiş, onu işlenme eserler kategorisine koymuştur. Hâlbuki Bern Sözleşmesi çevirileri işlemelerin dışında bir kategori olarak anmıştır. Esasen yasanın hiçbir yerinde “çeviri” ve “çevirmen” kavramları kullanılmamakta olup, sadece yasanın 6/1 maddesinde “Tercümeler” kavramına yer verilmiştir. Yasanın görünmez kahramanları olan “çeviri eser” yasada “işlenme eser”, “çevirmen” ise “işlenme eser sahibi” olarak yer almıştır.

Yasa, işlenme eseri; diğer bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilip de bu esere nispetle müstakil olmayan ve işleyenin hususiyetini taşıyan fikir ve sanat mahsulleri; işlenme eser sahibini ise; bir işlenmenin sahibi, asıl eser sahibinin hakları mahfuz kalmak şartıyla onu işleyendir, şeklinde tanımlamıştır.

İşlenme eserler de “eser”dir; dolayısıyla (asıl) eser sahibi hangi manevi (eseri kamuya sunmak, eserde kendi adını belirtmek, eserde değişiklik yapılmasını men etmek, zilyet ve malike karşı haklar)  ve maddi (işleme hakkı, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, temsil hakkı, işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı) haklarla donatılmışsa, işleme eser sahibi de aynı haklarla donatılmıştır. Bu anlamda çevirmen ile asıl eser sahibinin hakları arasında hiçbir fark yoktur.

İşlenme eserler mutlak haklar kategorisindedir. Herkese karşı ileri sürülebilir. Hatta asıl eser sahibine karşı da ileri sürülebilir. Asıl eser sahibi dahi, işlenme eserden, işleyenin izniyle yararlanabilir. Bununla birlikte, işleme hakkı (asıl eser sahipliği hakkında olduğu gibi) kamu yararı, genel menfaat veya şahsi ihtiyaç nedeniyle sınırlanabilir.

Çevirmene tanınan mali haklar zamanla sınırlıdır. Buna göre koruma süresi; çevirmenin yaşadığı müddetçe ve ölümünden itibaren 70 yıl devam eder. Bir eserin aslı ile işlenmeleri için tanınan koruma süreleri birbirine tabi değildir.

Çevirmenin mali hakları çevirmenin ölümü halinde miras hükümlerine göre mirasçılarına intikal eder. Çevirmen veya mirasçıları mali haklarını karşılıklı veya karşılıksız, süreli veya süresiz olarak devredebilirler. Mali haklara ilişkin sözleşmelerin yazılı olması ve devre konu hakların ayrı ayrı gösterilmesi zorunludur.

Çevirmenin hakları hukuk ve ceza davaları yoluyla korunmaktadır. Korunmanın başlaması için eserin yaratılması ve aleniyet kazanması gerekli ve yeterlidir.

Çevirmenin açabileceği hukuk davaları: 1. Tecavüzün ref’i davası: Var olan ve devam eden bir tecavüzü ortadan kaldırmak için açılır. Bu dava hem manevi hem de maddi hakların tecavüzü halinde açılabilir. Mali hakların tecavüzü halinde yasa davacıya (çevirmene) üç seçimlik hak vermiştir: Bunlar; yasadışı nüshaların imhası, yasadışı nüshaların mülkiyetinin eser sahibine geçirilmesi veya “mutad bedelin üç katı”nı isteme. 2. Tecavüzün men’ i davası: Hem manevi hem de maddi hakların ihlalinde açılabilir.  Mevcut bir tehlikeyi önlemek amacıyla açılır. 3. Tazminat davaları: Hem manevi hem de mali hakların ihlalinde açılabilir. 4. Davalının elde ettiği kazancı iade davası: Manevi veya mali hakları tecavüze uğrayan kimse, tazminattan başka temin edilen karın kendisine verilmesini de isteyebilir. 5. İşlenme eser sahipliğinin tespiti davası. Kimin eser sahibi olduğuyla ilgili bir sorun oluştuğunda, eser sahipliğinin tespiti davası açılabilir.

Hukuk davalarında yetkili mahkeme: Dava, davalının veya kendisinin ikamet ettiği yerde açılabilir. Görevli mahkeme: İhtisas Mahkemeleri (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri), yoksa Asliye Hukuk Mahkemeleridir.

Zamanaşımı: İhlal taraflar arasındaki bir sözleşmeden kaynaklanıyorsa, eser sahibinin talep hakkı BK. 146 uyarınca on yıllık zamanaşımına tabidir. Buna karşılık işlenme eser üzerindeki hakların haksız fiil ile ihlali söz konusu ise BK m. 72 uyarınca iki ve on yıllık sürelere tabidir.

Ceza davaları: Manevi ve mali haklara karşı işlenen suçlar FSEK m.71’de detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Bu suçlar sadece kasten işlenebilirler. İşbu suçların kovuşturması şikâyete tabidir. Şikâyet süresi ise 6 aydır. Şikâyeti hakkı tecavüze uğrayan çevirmen (mirasçıları) veya bağlı olduğu meslek birliği yapabilir.

Ceza davalarında yetkili mahkeme: CMK m.12.21 hükümlerine göre belirlenir. Bu da suçun işlendiği veya sonuçlarının meydana geldiği yer savcılığı ve mahkemeleridir.

Görevli mahkeme: İhtisas Mahkemeleri (Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemeleri), yoksa Asliye Ceza Mahkemeleridir.

Hukuk ve ceza davalarında haklı çıkan taraf, muhik bir sebep veya menfaatini ispat şartıyla, kesinleşmiş olan kararın tamamen veya özet olarak gazete veya buna benzer vasıtalarla ilan edilmesini talep edebilir. İlan, hükmün kesinleşmesinden itibaren en geç üç ay içerisinde talep edilmelidir.

İrfan Güler

Yazar

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirmiştir. Galiçya’da Santiago de Compostela Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nde yüksek lisansını yapmıştır ve aynı üniversitede doktora çalışması devam etmektedir. Çeşitli dillerden edebiyat çevirileri bulunmaktadır ve günümüzde Göğüş Hukuk Bürosunda çalışmaktadır.

© ÇeviriBlog adına Senem Kobya. Telif hakkı sahibinin izini olmadan yayınlanamaz, çoğaltılamaz ve basılamaz.

Pin It on Pinterest

Share This