Bir Çeviri Öğrencisi Olarak Türkiye’de Çeviri Eğitimine Dair Gözlemlerim ve Değerlendirmelerim
Bilgi çağının ortaya çıkardığı teknolojik gelişmeler sonucunda günümüzde toplumsal ve kültürel hayatın pek çok alanında çeviriye ihtiyaç ve talep artmaktadır. Bu durumun getirisi olarak da mütercim-tercümanlık ve çeviribilim eğitimi veren bölümlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Türkiye’deki onlarca üniversitede verilen çeviri eğitimini tek bir yazıda ele almak mümkün olmayacağından ve bu alan ciddi bir araştırma gerektireceğinden, Ege Üniversitesi İngilizce Mütercim Tercümanlık Bölümü son sınıf öğrencisi olarak, bu yazımda 4 yıllık çeviri eğitimime dair gözlemlerimden kısaca bahsetmeye çalışacağım.
Çeviri eğitimi, kuramsal olduğu kadar uygulamaya dayalı bir eğitim olduğundan bir tarafı eğitim kurumlarıyla ilgiliyken diğer tarafı da iş alanına uzanır. Bu sebeple çeviri eğitimi sektör-üniversite işbirliği çerçevesinde gerçekleşmeli ve söz konusu işbirliği sektörde yer alan isimlerin yanı sıra akademisyen ve çeviri öğrencileri tarafından sağlanmalıdır. Ülkemizde son birkaç yıldır aktif hale gelen çeviri toplulukları; konferans, panel, çalıştay gibi etkinlikler düzenleyerek çeviri öğrencilerinin sektörle ilişki kurmasında etkin rol oynamakta ve çevirmen adaylarına yol göstermeye çalışmaktadır. Bölümümüzde öğrenciyken piyasaya çeviri yapabilme gibi bir imkânımız olması da sektöre adım atmada önemli bir yere sahip. Öğrenciliğimizin ilk yıllarından itibaren piyasaya çeviri yapan biz çevirmen adayları sektörü ve işleyişi daha yakından tanıma fırsatı bulmaktayız. Aynı zamanda eğitim dahilinde yer alan zorunlu staj sayesinde yapacağımız mesleği bir süre de olsa tecrübe edebiliyor ve iş hayatına başladığımızda bu doğrultuda karar verebilmekteyiz.
Hukuken “meslek” olarak tanımlanmamış bir mesleğin eğitimini alıyor olmak ve çevirmenlik mesleğinin yalnızca mütercim-tercümanlık veya çeviribilim mezunları tarafından icra edilememesi çeviri öğrencileri açısından bazı zorluklar ortaya çıkarmaktadır. Bu durum da pek çok çeviri öğrencisinin farklı iş alanlarına yönelmesine sebep olmaktadır. Bu eğilimin yalnızca söz konusu sebeplerden kaynaklanmasa da pek çok mütercim-tercümanlık veya çeviribilim bölümleri mezunları ve öğrencileri çevirmen olmayı tercih etmemektedirler. Öğrencilerin ve mezunların tercihlerinin neden bu yönde olduğu ayrıntılarıyla araştırılmalı ve yakından incelenmelidir.
Çeviri eğitimim süresince gözlemlediğim diğer bir konu ise üniversitelerin yazılı çeviriye fazla odaklanarak sözlü çeviriye gereken önemi vermemesi. Üniversitelerin sahip olduğu teknik donanımlar ve olanaklar bu durumun temel sebebi olsa da her mütercim-tercümanlık veya çeviribilim bölümü, özellikle yeni açılan bölümler, bu alanda gerekli altyapıya sahip olmalıdır. Sözlü çeviri piyasasını ve bu alanda çalışan çevirmen sayısını da göz önünde bulundurarak, üniversitelerin bu konuya özel önem vermesi gerekmektedir.
Çeviri piyasasının büyük çoğunluğunun İstanbul’da olduğunu dikkate alarak, İzmir’de çeviri öğrencisi olmak, değinmek istediğim diğer bir nokta. Son yıllarda çeviri derneklerinin ve öğrenci çeviri topluluklarının desteğiyle İzmir’de çeviri piyasası ve çeviri bilinci gün geçtikçe yaygınlaşmakta ve farkındalık yaratılmaya çalışılmakta olsa da İzmir’deki çeviri büroları, yayınevleri ve bölümler bu konuya daha fazla yoğunlaşarak çeviri bilincinin geliştirilmesine katkı sağlamalıdır.
Çeviri eğitimi Türkiye’de köklü bir geçmişe sahip ve çeviriye her zaman çok büyük önem verilmiştir. Çeviri her ne kadar çevirmen ve metin arasında baş başa yapılan bir etkinlik olsa da, çeviri eğitimi veren bölümler öğrencileri gerekli becerilerle donatmayı ve metinle karşılaşıldığında öğrencilere doğru kararlar verebilmeyi sağlamayı amaçlamaktadır. Yalnızca çevirmenliği öğretmeyen çeviri eğitimi, öğrencilere özgür bakış açısı, iletişim, arabuluculuk gibi beceriler de kazandırmaktadır. Böylesine köklü ve özel bilgi ve beceriler gerektiren bölüm, öğrencilerin kavrama yeteneğini geliştirerek olaylara farklı pencerelerden bakmalarını sağlamaktadır. Farkındalıkla yetişen çevirmen ve çevirmen adayları güncel gelişmelerden haberdar olmakta ve kendilerini sürekli geliştirmeye yönelmektedir.
Hazal Baysan
Yazar
Ege Üniversitesi Mütercim Tercümanlık bölümü mezunudur. EGEÇEV (Ege Üniversitesi Çeviri Topluluğu) başkanlığı yapmıştır. Yurt dışında İtalyan dili üzerine eğitim almıştır.
© ÇeviriBlog adına Senem Kobya. Telif hakkı sahibinin izini olmadan yayınlanamaz, çoğaltılamaz ve basılamaz.