Teknik Çeviri Üzerine

Genç çevirmen arkadaşlarımız için meslek hayatlarında ışık tutacağını düşündüğüm bazı deneyim ve önerilerimi burada paylaşmak istiyorum.

Fizik kurallarına göre en dengeli duruş 4 ayak üstünde olduğu için, dengeli bir çeviri de şu 4 ayak üstünde oturur:

  1. Yeterli ve anlaşılır Türkçe kelime hazinesi ve imla ve noktalama işaretleri bakımından hatasız metin yazmak:

Yapılacak çeviriyi okuyacak insan kitlesi saptanarak, onlara hitap edecek kelime ve kavramlar seçilmelidir. Çeviriyi okuyan kişi okuduğunu anlamadığı için tekrar tekrar okuyorsa, o çeviri yetersiz yapılmış demektir. Ben böyle bir çeviriye: “Kötü kokular geliyor,” diyorum. Düşündüğümüzü çok iyi ifade edebilmek için Türkçeyi çok iyi bilmemiz lazımdır.

  1. Kaynak lisan bilgisi (imla ve noktalama işaretleri dahil):

 Çeviri yapan kişi okuduğu metni iyice anlamalıdır. Zira “motomot” çeviri diye bir şey yoktur. Biz konunun dışına çıkmadan okuduğumuzu yorumlarız. Eksik ya da yanlış anlaşılan bir cümle doğal olarak eksik ya da yanlış yorumlanır. Ayrıca iki lisan bilmek, örneğin ben Almanca ve İngilizce biliyorum, okuduğunu anlama bakımından çok faydalı olmaktadır.

  1. Mesleki veya teknik terminoloji bilgisi:

 Hedef lisan Türkçe olarak çeviri yapan kişinin teknik bir mesleki eğitim yapmış olması esastır. Kulaktan dolma teknik bilgilerle teknik çeviri yapılamaz. Böyle bir eğitime ilaveten teknik mesleki bir iş hayatı olursa, yapılan çevirinin başarı oranı yükselir. Kaynak lisanla ilgili teknik terminoloji için en büyük bilgilenme kaynağı şüphesiz ki İNTERNET’tir. Tabii şunu da unutmamak lazım ki, internette bir hayli yanlış bilgi, yani bilgi kirliliği vardır. Bir kavramı internette arayan kişi o kavramın geçtiği konuya çok uzaksa, bu kaynaktan kirli ve hatalı bir bilgiyi alıp yaptığı çeviriyi de kirletebilir, onun benim tabirimle KÖTÜ KOKMASINA neden olabilir. İnternetin en güzel tarafı hem görsel, hem de video seçeneği olduğu için birçok şeyi görme imkânı vermektedir.

  1. Çevrilen metnin hızlı ve hatasız biçimde yazılması:

 Her meslekte ve işte olduğu gibi çeviride de zamana karşı bir yarış vardır. Maalesef eğer müşteri Türk ise, çevirmene hiçbir zaman yeterli bir çeviri süresi tanınmaz. Hele Türk müşteri çok yakındaki bir fuara katılacak ve o fuar için bir ürün çevirisi yaptıracaksa, bekleme tahammülü neredeyse sıfıra iner. Yani bir tabir vardır: “Boyacı küpüne daldır çıkar,” gibi çeviri yapılması istenir.

Çevirmen çevireceği cümleyi gözleri ve zihni ile çok kısa sürede yorumlar. İşte hızlı olarak yorumladığı çeviriyi de en kısa sürede ve hatasız bir şekilde yazıya dökmelidir. Diğer bir deyişle, çevirmen bilgisayarda yazı yazma pratiğini geliştirmek zorundadır.

Çeviri olgusunun üstünde durduğu bu 4 ayaktan kısaca bahsettikten sonra, kısa kısa maddeler halinde bazı önerileri aktarmak istiyorum:

  • Yabancı diliniz her ne olursa olsun, kelime haznenize her gün mutlaka yeni kelimeler ve kavramlar ekleyin. Bu eklemeler genç yaşlarda çok daha kolay ve kalıcı olmaktadır. Yaş ilerledikçe aşırı yüklenen insan hafızasına yeni kelimelerin kalıcı olarak girmesi inanılmaz derecede zorlaşmaktadır.
  • Yapacağınız çeviriyi okuyacak insan kitlesini mutlaka öğrenmeye çalışın.
  • Kuracağınız cümleler mümkün olduğunca kısa olmalıdır. Eğer kısaltamıyorsanız, virgüllerle bölümlendirin. Teknik çeviride cümleleri ilave kelimelerle süslemeye gerek yoktur. Bırakın onu roman veya hikâye çevirmenleri yapsın.
  • Türkçe karşılığı olmayan teknik kavram ya da terimleri cümle içinde mümkün olduğu kadar kısa yoldan anlatarak belirtin ve teknik kavramın ya da terimin orijinalini parantez içinde yazın. Belki çeviriyi okuyanın bir fikri vardır.
  • Bir cümleyi çevirdikten sonra, diğer cümleye geçmeden önce çevrilen cümlenin devrik olup olmadığını ve cümlede yazım hatası bulunup bulunmadığını görmek için hızlıca okuyun. Böylece birçok hatayı yakalamış olursunuz.
  • Çeviri metnini size veren firmadan ya da kişiden orijinal çeviri metnini mutlaka isteyin. Orijinal metin ya da dosya elinizin altında olsun. Zira orijinal metni yazan kişi de bir insandır ve o da hata yapabilir. Basit örnek: orijinal metni yazan kişi bir cümlenin sonuna nokta koymayı unutabilir. Böylece bazı cümleler birbirine girebilir.

Genç çevirmen arkadaşlarıma meslek yaşantılarında başarılar dilerim.

Erdal Türker

Yazar

Yıldız Üniversitesi Akşam Makine Mühendisliği mezunudur. Pek çok şirkette yönetim kademelerinde çalışmıştır ve 2000 yılından beri Almanca ve/veya İngilizceden Türkçeye serbest olarak sadece teknik içerikli çeviriler yapmaktadır.

© ÇeviriBlog adına Senem Kobya. Telif hakkı sahibinin izini olmadan yayınlanamaz, çoğaltılamaz ve basılamaz.

Pin It on Pinterest

Share This