Yerelleştirmenin Gücü Adına
Latince “yer” anlamına gelen “locus” kelimesi İngilizceye “locale” olarak geçmiş ve dil içerisinde “localization” yani “yerelleştirme” olarak evrilmiştir. Yerelleştirme için temel anlamıyla “yabancı kültürün çeviri yoluyla yerel kültüre uyarlanması,” diyebiliriz. Peki, çeviri sürecine ek olarak farklı dinamikleri barındıran yerelleştirme hangi unsurlarla çeviriden ayrılmaktadır ve geniş kapsamda ne anlama gelmektedir?
Dünya üzerindeki onca ülkenin barındırdığı kültürel, sosyal ve ekonomik yapı insan hayatı kadar yerelleştirme sürecine de şekil vermektedir. Yabancı pazara girecek her ürünün kültürel, ticari, fiziksel ve teknik unsurlar gözetilerek hazırlanması yerelleştirmenin temelini oluşturmaktadır. İşte bu farklılıklarla yerelleştirme kendini çeviriden ayırmaya başlar. Yerelleştirme, geleneksel çeviri sürecinin görsel, para birimi, noktalama işaretleri, tarih biçimi, adres, telefon numarası, renk seçimi ve daha nice kültürel unsurlu gözeterek hedef kültüre uyarlanmasıdır. Yerelleştirme esnasında yapılacak tüm değişikliklerin yerel hassasiyetleri gözetmesi yani yerel kültürle, örf ve adetlerle, dini imgelerle çatışmaması çok önemlidir.
Uygulama açısından bakıldığında yerelleştirme aslında “pazarlama” stratejisinin etkin bir parçasıdır. Yerelleştirilmiş metnin piyasada yapacağı olumlu ya da olumsuz etki uluslararası şirketlerin politikalarına derinlemesine etki edebilir. Bu hassas dengede seçilecek kelimelerin, sayıların ve değerlerin yerelleştirme ve pazarlama sürecine etkisi epey kritik olabilir. Rakip firma sloganıyla piyasaya çıkmak satışlarınızı nasıl dibe vurduracaksa, hedef kültüre özgü bir slogan, imge ve unsurlarla piyasaya çıkmak satışları bir o kadar arttıracaktır.
Yerelleştirme Türleri ve Araçları
Yerelleştirme de diğer çeviri süreçleri gibi kendi alanında farklı dinamiklere ve test aşamasına sahip alt birimlere ayrılır. Her bir alt birim yerelleştirmenin ana dinamikleri haricinde kendine has “testing, yani yerelleştirilecek ürünün piyasaya sunulmadan önce dilsel ve işlevsel olarak incelenmesi” aşamasından da geçer. Bu aşamalar tek tek tamamlandıktan sonra yerelleştirilmiş ürün piyasaya sunulabilir.
Yazılım Yerelleştirmesi
Bilgisayarımızı her açtığımızda kullandığımız bilgisayar yazılımları ya da iş makinelerinde, hastanelerde ya da mühendislik firmalarında kullanılan cihazlara özel yazılmış program ve yazılımların çevirisinin hedef kültüre uyarlanması birkaç farklı süreci barındırmaktadır. Yerelleştirilecek yazılım ilk önce yerelleştirilebilme (localizability) aşamasından geçerek “globalizasyon ve uluslararasılaştırma” süreçlerine uyumluluğu test edilir. Ardından çeviri süreci başlar. Çeviri sürecinin bitimiyle birlikte testing aşamasına geçilir ve programın/yazılımın sanal sunucularda tüm fonksiyonları denenir. Nice zorluğu barındıran yazılım yerelleştirmesi sürecinde karşılaşılan zorlukların başında kelime ya da karakter uzunluğu kısıtlaması gelmektedir. Bu durum hedef dilde anlamlı ifade oluşturma anlamında zorluklar yaratabilir.
Günümüzde yaygın olarak kullanılan çevrimdışı yazılım yerelleştirme programları Alchemy Catalyst, SDL Passolo ve Susilizer’dır. Çevrimiçi yazılım yerelleştirme programı olarak Nubuto po/pot, jSON ve odp gibi formatları desteklemektedir.
Web Yerelleştirmesi
Dünyada her gün yaklaşık 3 milyona yakın web sitesi yayına giriyor, bunların yaklaşık 1 milyonu birden çok dile yerelleştiriliyor. Web yerelleştirmesi sürecinde yerelleştirme dinamiklerinin haricinde site tasarımı, site yerleşim yönü, sitede kullanılan görseller, linklerin yeni hedeflere yönlendirilmesi gibi web yerelleştirmesine özgü dinamikler de bulunmaktadır.
Örneğin, kurumsal bir firmanın Arapça web sitesinin o dilde yayımlanması sadece çevirisinin yapılmasından geçemez. Sitenin okunma yönü sağdan sola olmalı ve sitede kullanılan görseller Arap kültürüne göre düzenlenmelidir. Site üzerinde bulunan sosyal medya linklerinin de hedef ülkeye göre güncellenmesi gerekmektedir.
HSBC Bankası Orta Doğu Resmi Web Sitesi – İngilizce
HSBC Bankası Orta Doğu Resmi Web Sitesi – Arapça
Web sitesi yerelleştirmesi çevrimiçi ve çevrimdışı yöntemlerle yapılabilir. Çevrimiçi web site yerelleştirmesi iki yöntemle yapılabilir. İlki Proxy translation, yani web sitesinin güvenli sunucularda barındırılıp istenen dillerde yayımlanmasını sağlayan günümüz son teknolojisi. İkincisi ise CMS (Content Management System) tabanlı web sitelerinin çevrimiçi BDÇ araçlarına bağlanıp site içeriğinin çeviri ortamına çekebilme imkânı sunan özel yazılımlardır. Çevrimdışı olarak web site içeriğini BDÇ araçlarına analiz ettirdiğimizde çeviri ortamında kodlardan arınmış bir şekilde çevirileri yapılabilir.
Yaygın olarak kullanılan çevrimiçi araçlar NubutoWEB (Proxy Translation), Smartling (Proxy Translation) ve Nubuto (CMS Entegration)’dur. Çevrimdışı olarak .html, .php, .css ve .asp uzantılarında SDL Trados, MemoQ ve Across gibi yazılımlarla web sitelerinin yerelleştirmesi yapılabilir.
Uygulama (Aplikasyon) Yerelleştirmesi
Akıllı telefonların kalbi iOS, Android ve Windows gibi işletim sistemleri için yazılım uzmanlarının geliştirdiği uygulamaların yerelleştirmesi birkaç adımdan oluşmaktadır. Bu süreç uygulamanın yerelleştirmeye hazırlanması, çevirisinin yapılması, sanal ortamda denenmesi ve piyasaya sürülme aşamalarını kapsamaktadır. Yerelleştirme sürecinde uygulamaların düzenlenebilir ve yerelleştirilebilir yapıda olması gerekmektedir.
Uygulama yerelleştirmesinin en ağır dinamiklerinden biri akıllı telefon ekranlarının değişkenlik gösterdiğinden dolayı farklı versiyonlar için farklı kelime ve karakter uzunluğudur. Telefonların ekran karakter uzunluğu, satır genişliği ve uzunluğu uygulama yerelleştirmesinde kritik bir öneme sahiptir.
Yazılan uygulamaların ait olduğu platforma (iOS, Android veya Windows) göre yerelleştirmesi çevrimiçi ve çevrimdışı programlarla mümkündür. iOS yazılımlarını X-Code adlı yazılımla ve .resx uzantısını destekleyen Nubuto ile çevrilebilir. Android uygulamalar ise yerelleştirmelerini .xliff ya da .xml formatında herhangi bir BDÇ aracında çevirisini yapabilir.
Oyun Yerelleştirmesi
Oyun severlerin vazgeçilmezi bilgisayar ve oyun konsolu (Play Station 4, XboX ve Nintendo Wii gibi) oyunları belki de yerelleştirme sektörünün en çetin dinamiklerinden biridir. Oyun yerelleştirmesi sürecinde seslerin yerelleştirilmesi, oyun görsel, DVD ve belgelerinin yerelleştirmesiyle gerçekleşir. Ancak bu aşamada bazı oyunlar tamamen yerelleştirilirken bazılarında ise oyunda geçen diyalogların çevirisi alt yazıyla verilip sesler orijinal olarak bırakılır. Oyun yerelleştirmesinde dilsel ve kültürel, yazılımsal ve donanımsal, görsel ve yasal yerelleştirme dinamikleri ele alınır.
Kültürel öğeler oyunun yerelleştirileceği kültürde yarattığı etki oyun satışlarını arttıran bir etkendir. Ancak oyun yerelleştirmesinde yapılan bazı kritik hatalar eleştiri oklarını oyun üreticilerine çevirebilir de. Örneğin, Wolfestein oyununda çoğu yerde görülen Nazi simgesi kimi Alman tarafından sempatik bulunurken, çoğu Alman ve Nazi karşıtı oyundaki bu görselin kaldırılması için kampanya başlatmıştır. Oyunlarda kullanılan dilin oyun karakterlerine göre değişiklik göstermesi de kritik bir husustur. Serseri bir oyun karakterinin ironik durumlar hariç “Bayım, Hanımefendi,” diye konuşması beklenemez.
Dil yapısı da oyun yerelleştirmesinde Türkçemiz gibi sondan eklemeli dillerde sıkıntılar doğurabilir. EA Games’in FIFA15 oyununda maç esnasında “{1} passed to {2}” olarak bir ifade geçiyor. Bu ifadenin Türkçe yerelleştirmesi ise “{1} {2}’ye pas verdi,” şeklinde oyun ara yüzüne geçmiş. Burada Türkçe yerelleştirmede yer alan tercüman veya ekip “to” edatının oyun içerisinde her yerde –‘ye– olarak geçmesi kararını almıştır. Ancak {1} taginin yanına gelecek futbolcu ismi “i, e, ü” ile bitmeli ki getirdiğimiz –‘ye– edatı geldiğinde çeviride sıkıntı olmayacaktır. Peki ya sonu “a, u, ı, o, ö” ile biten futbolculara gelecek “to” edatı ne olacak? Buradaki çeviriye göre “Ronaldo’ya” ifadesini kullanamayacak “Ronaldo’ye” olarak kullanılacaktır. Bu tür sorunlar açımlamayla aşılabilse de oyun yerelleştirmesi gibi akıcı metinlerde gereksiz kelime kalabalığı yaptığından ve ekran karakter sınırlamasından bu yönteme başvurulmamaktadır.
FIFA15 oyunundan “to” edatının kullanımıyla ilgili bir kare
Donanımsal sorunlar ise PAL ve NTSC gibi renk kodlama sistemlerini kullanan ülkelerin farklı olmasıdır. Amerika kıtası NTSC kullanırken dünyanın neredeyse geri kalanı PAL renk kodlamasını kullanmaktadır. Yazılımsal sorunlar ise oyun kısa yollarının ulusal standartlara uymayan klavyelerde yapılan kıs ayol değişikliği oynanabilirlikte zorluk yaratabilir.
Yasal olarak her ülkedeki oyun yaş grubu farklılık göstermektedir. Bu farklılıkları Avrupa’da PEGI, ABD ve Kanada’da ESRB, Avustralya’da ACB ve Japonya’da CERO denetlemektedir. Bu kuruluşların denetiminden geçmeyen oyunlar yerel ülkenin piyasasına giremez.
Yerelleştirme; İkinci Dünya Savaşında Nazilere destek verdiğinden Opel markasının Birleşik Krallıkta Vauxhall olarak satılması, Lynx ve Elvive markalarını Türkiye’de Axe ve Elseve olması, insanların yapay zekâ düşkünü olduğu Amerikan pazarına girecek oyunlara sonsuz can eklenmesi, McDonald’s Amerika’da domuz etli ürünler satarken Türkiye’de McTurco adında köfte ekmek menü çıkarması ve Chevrolet’in İspanyolcada “gitmeyen” anlamına gelen Nova aracının adını İspanyolca konuşulan ülkelerde farkla Caribe olarak değiştirmesidir.
“Kültür pazarlamanın en kilit öğesidir, yerelleştirme ise kültürün aynadaki yansıması.” – B.D.
Bekir Diri
Yazar
Trakya Üniversitesi Mütercim Tercümanlık (İngilizce) bölümünden mezun olup şimdiye kadar altı adet kitap çevirisi yapmış ve çeşitli çeviri ve yerelleştirme projelerinde bulunmuştur. Yerelleştirme ve globalizasyonun ana ve alt dallarıyla ilgilenmekte ve bu alanda araştırmalar yapmaya devam etmektedir.
© ÇeviriBlog adına Senem Kobya. Telif hakkı sahibinin izini olmadan yayınlanamaz, çoğaltılamaz ve basılamaz.